9 Mart Pazartesi 2020 Başak Burcunda Dolunay – Şifayı Kabul Etmek…

9 Mart 2020, Pazartesi günü saat yaklaşık 20.45’de Başak Burcunda Dolunay gerçekleşiyor.

Başak Dolunayı; fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal olarak tam anlamıyla farkındalık, karanlık tarafları aydınlatma, kriz anında farklı çözümler yaratma, kendini ve başkalarını şifalandırma alanlarında çok değerli enerjiler getiriyor.

Açıkçası kriz, kaos ve karışıklık yaşadığımız her konuda iyileşmek, iyileştirmek,  temizlenmek ve arınmak için çok değerli bir zaman dilimi.  

Bu Dolunay’da saf, masum, farkındalığı yüksek, çalışkan, kendini geliştiren, yaşamda bizi ilerletecek yolları bulmamıza yardım eden, analiz yeteneği yüksek, dikkatli, cana yakın, alçak gönüllü ve mizah yeteneği olan tarafımızı ortaya çıkartarak bizi destekliyor.

Ancak diğer yandan bir çok konuda aşırıya kaymaya meyilli olan tarafımızın; aşırı eleştirel, aşırı tenkit eden, aşırı titiz, aşırı meraklı, aşırı kontrolcü, aşırı mükemmeliyetçi, aşırı detaycı taraflarımızın yoğun bir şekilde kendini gösterebileceğini hatırlatıyor.

Dolunay tamamlanmaları, sonlanmaları temsil eder.

İhtiyacımız olmayan enerjileri hayatımızdan çıkartmak için muhteşem zaman dilimleridir.

Ayrıca Ay dişi enerjiyi, duyguları ve bilinçaltını temsil ettiği için yüksek dönüşüm enerjileri barındırır.

Dolunay zamanları hepimiz için dönüşüm zamanıdır. 

Dolunay sonlanmaları ve tamamlanmaları temsil ettiği için yazdığım bu yazıların astrolojik bir yorumdan ziyade duygularımız ve dişi enerjimiz ile ilgili olduğunu ve herhangi bir astrolojik bir yorum içermediğini hatırlatmak isterim.

Bu açıdan yazılarımı duygusal dönüşüme destek olması adına sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.

Bu dönem kendini geliştirme, ilerleme, daha iyisini yapma anlamında bize destek kapılarını açarken aşırı yaptıklarımızı da dengeleme konusunda bizi uyarıyor.

Başak Dolunayının bize verdiği önemli mesajları biraz daha detaylı incelersek;

– Detaylarda boğulurken bütünü ve bütünün anlamını kaçırma,

– Her şeyin mükemmel olmasına çabalarken aşırı kontrolcü olma,

– Daha da iyi yapmaya çalışırken tatmin olmama, beğenmeme, sürekli eleştirecek bir şeyler bulma,

– Sürekli yapılması gereken başka bir şeyler varmış gibi hissederek donup kalma ve zihinsel karışıklık yaşama gibi konular üzerinde durabiliriz.

Yaşamda her şeyin daha iyisini, daha güzelini, daha mükemmelini ararken veya yaparken ister istemez sürekli düşünme ve zihinsel faaliyet içinde oluruz.

Bu zaman zaman yaptıklarımızın gerçekten en iyi şekilde olmasına yararken diğer taraftan detayların içinde kaybolmamıza, sürekli alarm durumunda hissederek bir şeyleri kontrol etmeye çalışmamıza ve sonucunda da içsel tatminden uzak belki de her şeyi durmadan eleştiren taraf olmamıza neden olabilir.  

Bunu yaparken farkında olmada aslında kendimize ve etrafımızdakilere şu duyguyu hissettiririz:

Ben yeterli değilim, daha mükemmelini yapmalıyım!

Sen yeterli değilsin, daha mükemmelini yapmalısın!

İşte bu Dolunay aslında elimizden geleni yaptıktan sonra bir yerde artık kendimize onay vermek, destekleme ve ‘Tamam oldu bu yeterli’ diyerek takdir etmek ve bu gidişata bir son vermek gerektiğini hatırlatıyor.

Çünkü aşırı mükemmeliyetçilik bizim kalbimizde hissedebileceğimiz tatmin ve doyum hissinden uzaklaştırarak yaşadıklarımızın ve yaptıklarımızın sonucunda gelecek duyguların hazzını yaşamamıza, anın tadına varmamıza engel olmaya başlar.

Aynı zamanda hem kendimizin hem de etrafımızdakilerin hevesi çoktan kaçmış olabilir ve keyifle ve özenle yapılanlar artık yapılması gereken bir zorunluluk halini alabilir.

Bu konuda yapabileceğimiz en güzel şey ‘Her şeyin zaten mükemmel olduğunu ve her şeyin sürekli bizim tarafımızdan kontrol edilmesine veya düzeltilmesine gerek olmadığını, hayatın biz kontrol etmeden de gayet güzel devam edebileceğini ve buna sürekli ihtiyaç olmadığını’ kendimize hatırlatmak olacaktır.

Yaşadığımız kriz, kaos veya karışıklıkların bir iyi tarafı vardır; yönümüzü tekrar belirlemek için bizi uyarmaları.

Eğer bir şekilde kendimizi böyle durumlarda bulursak düzeni tekrar kurmak adına gerekli olan fakat daha önce umursamadığımızdan, tembellikten veya bilinçaltı korkularımızdan dolayı yapamadığımız ancak yapılması gerekli ve önemli olan değişikleri, geliştirmeleri yapmak için olayları tekrar gözden geçirebiliriz.

Öncelikle yapmamız gerektiğini bildiğimiz halde yapamadıklarımızdan başlayarak bu durumlara bir an önce el atarak ihtiyacımız olan değişimleri yapabiliriz.

Baharın kendini tatlı tatlı ve yavaştan gösterdiği bu dönemde fiziksel sağlığımız için yapacağımız beslenme programları, spor ve egzersizler çok önemli.

Ayrıca bilinçaltında, duygularda ve ruhsal olarak iyileşmeye ihtiyaç duyan konuları, en derindeki yaraları, güvensizlikleri, korkuları dönüştürmek adına bu dönemde bizi tetikleyen ne varsa gerçekten onu yaratan durumların şifalanması için çalışırsak dönüşüm hediyelerini çok daha rahat ve kolay alabiliriz.

Başak Dolunayının enerjilerinden faydalanırken kendimize ve başkalarına şefkatle yaklaşmayı ve kalbimizin sevgisinin her şeye şifa olacak güçte ve tek ihtiyacımız olanın şifayı kabul etmek olduğunu hatırlatmak isterim.

Dişilik Sanatı II. Seviye Seminer Tarihleri

Ankara – 14-15 Mart 2020, Cumartesi ve Pazar


İstanbul – 21-22 Mart 2020, Cumartesi ve Pazar

Dişilik Sanatı 101 – Atölye – Zorlu PSM

Zorlu PSM – 24 Mart Salı 2020 – 20.00-22.30

Ayrıca;

Bireysel bilinçaltı çalışmaları için “Kuantum ve Bilinçaltı Dönüşüm” Programına katılabilirsiniz.

Tüm Kalbim ve Sevgilerimle,

Işıl Gence

(Visited 20 times, 1 visits today)