Dişi olmaya ne kadar değer biçersiniz? – Banu Conker

Sheakspeare Hamlet’in eline bir kurukafa tutuşturup ‘Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!’ dedirtirken aklından neler geçmişti acaba? Yıllar önce eski koca ile ilişkimi düzeltmeye çalışırken, psikologa gitmiştim. Psikolog önce kocamın burcunu sordu, Terazi diyince, Terazi erkekleri güzel kadınları sever diye beni Çırağan’da kuaföre gitmem için teşvik etti. Ben de kafa sallayıp oradan çıktım ve bir daha gitmedim. İçim kan ağlarken, ruhum acılar içinde etlerimi çimdirirken hangi kuaför bana iyi gelecekti? İşte o gün aslında her şeyin içten dışa olduğunu biraz anlamıştım, ama kafamda oturtamamıştım. Mevlana’nın dediği gibi ya göründüğümüz gibi olacağız, ya da olduğumuz gibi görüneceğiz. Başka yol var mı? Birincisini seçerseniz sürekli bir maske ile dolaşmak zorundasınız, çünkü olmadığınız biri gibi görünmek için çaba göstermek zorundasınız. Ama olduğunuz gibi göründüğünüzde zaten olduğunuz gibisiniz. Hiçbir çabaya ihtiyaç duymadan, içinizden geldiği gibi, olduğunuz gibi…Bundan daha büyük bir lüks yok herhalde, hiç yorulmadan yaşamak, çaba göstermeden yaşamak… İşte benim amacım bu, o yüzden kendimi bulmak için yollardayım yıllardır. Katman katman soyuyorum kendimi, ne hissediyorum, ne yapmak istiyorum, neden böyle oldu, ben nereye gitmeliyim… Sürekli soruyorum. Kendime sürekli bir konu belirliyorum, en çok nerede takıldıysam, hayatımda neyin eksikliğini duyuyorsam, oturup şikayet etmek yerine üzerinde çalışıyorum.

Dişilik de bunlardan biri… Çünkü artık gerçek bir kadın olmak istiyorum, dişiliğimden zevk almak istiyorum, dişi olmak istiyorum. Olmak kolay değil, öncesinde bolca çalışmak gerekiyor. Bir akşam yatıp ertesi sabah kalktığınızda ‘oldum’ demek için önce kilometrelerce yol gitmeniz gerekiyor, ama masallarda dedikleri gibi az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim, arkama bir baktım, bir arpa boyu yol gitmişim…Önemli olan hedefe odaklanmak, o hedefe giden sonsuz sayıdaki yollardan birine girmek, uymuyorsa başka birini denemek…

Dişi olmaya ne kadar değer biçersiniz? Kadının biri ressamın birinden bir resim istemiş. Ressam 10 dakikada bir şeyler çizmiş, kadına ’10.000 dolar’ demiş. Kadın şaşkınlık içinde, ‘sadece 10 dakikanızı aldı’ demiş. Ressam ‘hayır, 30 yıl+10 dakika’ demiş. Herkesin hayran olduğu bir kadın olmak için belki 30 yıla ihtiyacımız yok, niyeti koymak ve niyetimizin yolumuza çıkardığı fırsatları değerlendirmek yeterli. Zaten içten gelerek yapınca süreci yaşamak da ayrı bir zevk oluyor. Her gün farkındalığın artması ayrı bir zevk. Işıl Gence ile çalışmak apayrı bir zevk. Tavsiye ederim.

Banu Conker Bi’ Tutam Tuz

(Visited 29 times, 1 visits today)