Zihnin ötesinde bir şifa gerçekleştiği kesin…
Ne zamandır yazmak istedim bir türlü zaman ayıramadım. Kuantum Dişilik Sanatı Kayseri organizasyonunda ilk defa bu çalışmanla tanıştım. Bilgiler benim için yeni değil ama koydugun enerji muhteşemdi. Zihnin ötesinde bir şifa gerçekleştiği kesin.
Bunu yazarken eskiden korkardım ama artık yazabilirim çünkü kimse benden enerjimi çalıp durumu bozamaz: BEN ŞU AN ÇOK MUTLUYUM!
Sizlere iki gerçek hikayem var. Biraz iç içe aslında…
Geçen sene bir erkeğe kendimi çok fazla kaptırdım. “O ne isterse olsun, yeter ki birlikte olalım.” diyordum. Halbuki dışarıdan bakıldığında benimle hiç alakası olan biri değildi. Ne hayat tarzı, ne hayat görüşü, ne kişiliği… Ama oluyor ya, birden bir boşluğunuza denk geliyor ve birden sanki o dünyanın en mükemmel insanıymış gibi görmeye başlıyorsunuz. Bu büyük görme karşılıklı olmadığı zaman da bir kadın olarak yoruluyor ve yıpranıyorsunuz sebebini anlamadan.
Kendimi boş, yıpranmış ve yorgun hissettiğim o günlerde Işıl Gence adında birinin Ankara’da workshop yaptığını öğrendim. Daha evvel Dişil enerjiyi bulmak=kaybetmek hakkında okuduğum bir kitap vardı. Yine de emin değildim. Ne değişebilir ki diye düşünüyordum. Sorun benden değil, karşımdaki hayattan kopuk, sorunlu adamdan kaynaklanıyordu. O sorunlarını halletse her şey çok güzel olacaktı, benim sadece sabretmeye ihtiyacım vardı. Sıkıntı şu ki, zaman ilerliyor ve hiçbirimiz bir önceki gün kadar genç ve heyecanlı kalamıyoruz sabredelim derken. Hayat kaçıyor yani.
Workshopa gitmeye karar verdim. 8 saat boyunca, 6 güzel kadın ve Işıl Ablamla gerek dans ettik, gerek nefes aldık verdik. O bize anlattı, biz “haaaaa… ondan yaniii” dedik aydınlandık. Enerji nedir, nasıl gelir nereye gider onu öğrendik. Enerjimizi çalanlara son bir selam edip uğurladık. Gün sonunda da “ne olsa ben ne kadar da mutlu olurum” cevabını canladırdık gözlerimizde. Bir şeyler diledik. İçten istediğimiz bir şeyler, çok istediğimiz…
Uzun uzun yazıyorum çünkü benim için gerçekten özel bir deneyimdi.
Akşam eve döndüğümde tek istediğim “hayırlı olanın olması, ama onun son kez benim varlığımı hatırlaması”ydı. “Huzurlu olmak”tı. İlginçtir ki, haftalardır ses etmeyen adam o akşam kendi yöntemleriyle son selamını durdu. Ve yine ilginçtir ki ben o gün ondan feci derecede soğudum. Üstelik sadece o çok sevdiğim “kendi” gibi davrandığı için. İtici geldi birden. Ve ertesi gün, hayatımda hiç karşılaşmadığım türde başka bir adamla tanıştım. Küçüklüğümden beri hazırladığım o liste var ya… Onun, benim aklıma gelmemiş ek özelliklere sahip olanı. Saatlerce konuşabildiğim, beni daha ben “keşke beni düşünse” demeden düşünen, güldüren, sahiplenen ama kısmayan türden güzel bir adam. Bana beni değerli hissettiren ve değerli olduğunu düşündüğüm bir adam. Bunu yazarken eskiden korkardım ama artık yazabilirim çünkü kimse benden enerjimi çalıp durumu bozamaz: BEN ŞU AN ÇOK MUTLUYUM!
İkinci hikayemizse yine workshop akşamı geçen bir şey. Bir arkadaşım beni arıyor, telefonda ağlıyor. Sevgilisi “benim sorumluluklarım ve sorunlarım var, sen çok iyisin, ama ben şu an ciddi bir ilişkiye hazır değilim. kendine iyi bak” diye mesaj atmış. Tanıdık dimi? Korkmuş resmen ve kaçıyor. 3 ay sonra fark etmiş durumu, yine de iyi, eminim ki seneler sonra fark eden türlerine denk gelmişsinizdir. Hepimiz geldik.
Işıl Abladan öğrendiklerim hazır tazeyken anlatabildiğim kadarını arkadaşıma anlattım telefondan. Arkadaşım sevgilisinin kaçmasından korktukça, adamın kaçacağını; biraz sabretmesini, hayatını o yokmuş gibi yaşamaya devam etmesini, kendisinin güzel ve başarılı biri olduğunu hatırlaması gerektiğini, gerekirse evde müzik açıp dans etmesi gerektiğini söyledim. Giden gider dedim, durduramazsın ve durdurma zaten. Seni hayatında tutacak kadar sana değer vermeyen biri için enerjini, zamanını, hayallerini harcama. Sonuç: 2 hafta dayanabilen sorumluluk ve sorun sahibi gencimiz kapılara dayanır “sensiz yaşayamıyorum!” diye. Arkadaşımın cevabı “bir kere giden bir daha gider, sen henüz ne istediğini bilecek kadar olgun değilsin. Kusura bakma. Ben olgun ve ciddi bir ilişki istiyorum. Selametle.”
Işıl Abla, her şey için teşekkür ederim ve görüşürüz.
Hanımlar, siz güzelsiniz. Önemlisiniz. Değerlisiniz. Unutmayın bunu yoksa diğerleri de unutuyorlar. Seray, Ankara
Tüm Kalbimle,
Işıl Gence