İnançlarımız ve Çekim Yasası – Işıl Gence

‘Rezonans Kanunu’ ve ‘Çekim Yasası’na olan etkilerinden bahsetmiştik. Çekim yasasını çalıştırabilmemiz için frekanslardan da bahsetmiştik. Bunun için nasıl bir durumda olmamız gerektiğinden bahsedelim bu yazımızda.

Kısaca beynimizin çeşitli aktivitelere göre değişen yaydığı elektromanyetik dalga boylarını özetleyelim.

Delta (1-3 Hertz) = Derin uyku, Bilinçsizlik halinde
Teta (4-7 Hertz) = Derin gevşeme, Uyuşukluk, Hafif uyku halinde
Alfa (7-11 Hertz) = Relaks halde iken ve Uykudan önceki halde
Beta (11-25 Hertz) = Aktif çalışırken, Dikkat ederken, Bilgi alıp ve verirken
Gama (25-60 Hertz) = Öğrenme, Anlama, İdrak için zihnin zorlandığı sırada (Hans BERGER)

Araştırmalardan yola çıkarak daha sonraları yapılan çalışmalarda ise beynin değişik düşünceler düşünürken dahi değişik frekanslar ile ‘Elektro Manyetik Dalgalar‘ çıkardığı tespit edilmiştir. Yani insanın ‘Elektro Manyetik’ bir varlık olduğu, her hareketinin, her düşüncesinin ‘Elektro Manyetik Dalgalar’ halinde yayınlandığı anlaşılmıştır.

Burada bizim için önemli olan, Çekim Yasasını Alfa (7-11 Hertz) = Relaks halde iken ve uykudan önceki durumda gerçekleştirebildiğimiz. Bu frekans ile olmak çok zor bir şey değil, zaten sabah kalktığımız an ve uyumadan önceki an otomatik olarak bu frekansda oluyoruz (Kuantum çalışmalarıma katılanlar bilirler, sabah ve akşam o saatte yapılacakları ödevleri vardır) Aynı zamanda, güçlü pozitif duygularla dua etmek, meditasyon yapmak bizi bu duruma çeker. Dikkatle duygusal bir dizi izlerken, araba kullanırken aynı frekans ile uyum içinde oluruz. Tam o anda aktif olan duygularınıza uygun olayları hayatınıza otomatik olarak çekebiliriz.

Ben yapıyorum bunları, olumlamaları, pozitif düşünüyorum, meditasyon yapıyorum ama tam olmuyor diyebilirsiniz. Burada önemli olan net olarak iyi hissetmeniz yani sadece pozitif düşünmek ve olumlama yapmak yeterli değil. Kalbinizden gelen niyetin ve bilinçaltının negatif duygu, düşünce ve inançlardan temizlenmiş olması gerekli. İçinizde en ufak bir değersizlik, korku, endişe, çaresizlik, hüzün gibi duygular olduğu an o duygulara ait olayları hayatınıza çekersiniz. Aslında bizim kendimiz için yapmamız gereken tek şey kendi bilinçaltımızı negatif inançlardan ve geçmişe ait negatif duygu ve düşüncelerden arındırabilmek ve geleceğe güvenle bakabilmek olmalı. Çünkü zaten bilinçaltımız korku ve negatif duygulardan temizlememiz, kendimizi arındırmamız ve iyi hissetmemiz demek hayatımızın da öyle gideceği ve bize yakın frekansda olduğumuz olay ve insanlarla uyum içinde yaşayabileceğimiz bir alan yaratmamız anlamına geliyor.

Bu şekilde, inandığımız herşeyi hayatımızda gerçekleştirebiliriz. Burada dikkat edeceğimiz noktalar var. Ne istersek isteyelim bunu mantık çerçevesinden değil kalpten istemeliyiz. İsteklerimizin gerçekleşmesi için, ne olursa olsun bunun gerçekleşeceğine kalpten inanmalıyız. Bu isteklerin gerçekleşmesi için önce kendimizi çok iyi hissedip mutlu olmamız gerekmektedir.

Mesela ‘Hayatın önemsiz olduğuna mı?’ inanıyoruz, bu inanç her şekilde onaylanacak ve yaşamımızda gerçekleşecektir. Ya da ‘Muhteşem bir aşkı hak ettiğine ve bolluk içerisinde, herşeyin bir anlamı olduğuna mı?’ inanıyoruz, bu inanç koşulsuz bir şekilde gerçekleşecektir. Neye inandığın enerjilerin pek umrunda değildir ve yargılamaz, enerjiler sizin inançlarına göre hayatımızda gerçek bulur.

Hayatınızda isteklerinizi gerçekleştirme gücü ve inancı olduğu sürece herşey mümkün olabilir…

Sevgilerimle
Işıl Gence

(Visited 27 times, 1 visits today)