Gizli Hazinemiz: Bilinçaltı – Işıl Gence

Hayatımızı kontrol eden gerçekten biz miyiz yoksa bilinçaltımız mı?

Zihnimiz gerçek bir bilgisayara benzer ve ikiye ayrılır, bilinçli zihinimiz %10’u  ve geri kalan potansiyel zihinimiz  yani bilinçaltımız %90’u kapsar. Bilinçli zihnimizi  öğrenirken, çalışırken, dikkat verdiğimiz zaman ve bilgi alıp verirken aktif olarak kullanırız. Bu arada bilinçaltımız ise tıpkı bilgisayarın arkada biz görmeden işlem yapan bir  yazılım programı gibi çalışır. Bilinçli zihnimiz ile olayların ve durumların farkına varır, mantığımızı kullanır, analizleri değerlendirir, seçimler yapar, karar verir ve eyleme geçeriz. Düşünmeden yaptığımız tüm davranışlar ise bir bilgisayarın arkada çalışan işletim sisteminde olduğu gibi bilinçaltının görevidir.

Bilinçaltımız bedenimizin işlemesinden ve çalışmasından sorumludur, hiç düşünmeden yemek yeriz, uyuruz, yürürüz ve biz düşünmeden beynimiz tüm organlarımızı çalıştırır.

Bilinçaltımız tüm duygularımızı, anılarımızı ve inaçlarımızı kontrol eder. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, beynimizin bilinçaltının kayıtlarının tutulduğu yer hamileliğin yirminci günü oluşuyor ve o günden itibaren annenin bilinçaltındaki tüm kayıtları aynen almaya yani kayıt etmeye başlıyor.

Bunun dışında bilinçaltını anlamak için çok önemli bir gerçeği kanıtalayan; 1989 yılında Sidney Altman ile Thomas R. Cech’in “Biyokimya Nobel Ödülü” kazandıran çalışma ile, RNA (Ribonucleic Acid) dizinleri ile, bilinçaltına  atalardan gelen genetik bilgi şifrelerinin geçtiği kanıtlanıyor. Bu araştırma bize bilinçli zihnimizde depolanan bilgileri bir sonraki kuşağın bilinçaltlarına bilgi olarak aktardığımızı kanıtlıyor. Bunu göz önünde bulundurusak bilinçaltımızda, milyonlarca yılın bilgi şifreleri ve birikimi bulunuyor. Atalarımızın tüm bilgi birikimi kendi bilinçaltımızda kayıtlı olarak tutuluyor.

Ayrıca anne karnında başlayan kayıt etme durumu 0–6 yaşları arasında devam ediyor ve mantık faaliyette olmadığı için her şey doğru-yanlış, güzel-çirkin, ahlaklı-ahlaksız ayrımı olmadan doğrudan ’inanç’ olarak kayıt edilmeye devam ediyor. Bilinçli zihnimiz ile bulunduğumuz ortamda ne duyuyorsak onu mantığın süzgeçinden geçirmeden o anki duygularımız ve hislerimiz (korku veya sevgi) ile birlikte genelleme yaparak kayıt etmiş oluyoruz. Beynimizdeki sinir hücreleri birbirlerine bağlı şekilde çalışıyor ve kayıt ettiğimiz herhangi bir inanç beyin hücrelerinin yardımı ile davranış, düşünce, duygular arasında bilgi akışı sağlıyor. Yani inanç olarak kayıt ettiğimiz herşey bize duygu, davranış, düşünce olarak bize geri dönüyor ve hayatımızı etkiliyor.

Tüm bunlara ek olarak kollektif bilincin de bilinçaltımıza etkisi oluyor. Psikanalist Carl Gustav Jung’a göre kolektif bilinçaltımız hafızamızda kayıtlı olan ve yaşadığımız kültüre dayalı her türlü imge, sembol, dil ve diğer tecrübeleri içine alır ve bilinçaltımız ile birlikte çalışır. Kolektif bilinçaltı; tüm bir türün kişisel deneyimlerini bir araya getirip organize ederek ortak bir sistem yaratır.

Yapılan bir araştırmada (‘Yüzüncü Maymun’ – Macaca Fuscata) bir adadaki maymunların kumlu ve kirli olarak yedikleri patatesleri bir gün bir maymun suya düşürür ve kumlardan arınarak yemeye başladı daha sonra birbirlerini taklit eden bir sürü maymun patateslerini yıkayarak yemeye başlar. İşin ilginç tarafı bu maymunların sayısı artarak devam ederken aynı çevrede farklı adalarda bulunan ve hiçbir şekilde iletişim kurmamış maymunlarda patatesi yıkayarak yemeye başlaması olur. Böylece zaman içinde yapılan bir çok araştırma ile, bizi birbirime bağlayan bir enerji ağı olduğu gerçeği bilimadamları tarafından kabul edilir ve tek bir kişinin başlattığı bir değişimin, zaman içinde diğer kişilere de kollektif bilinçaltının etkisi olarak tüm insanlığı etkileyen bir sonuç yarattığı kanıtlanmış olur.

Gördüğümüz gibi bilinçaltımız; kendi duygu ve inanç kalıplarımızı, davranışlarımızı hatta atalarımızın tüm duygu ve inanç kalıplarını içinde barındırıyor.

Bilinçaltımızın bizim gizli hazinemiz olarak var olduğunu ve sadece kendimizi değil bütün insanlığı etkilediği gerçeğini açıkca görüyoruz.

Bilinçaltındaki kayıtlarımızın tümünün olumlu olduğunu düşünürsek tüm hayatımız olumlu olarak devam edeceğine hiç şüphemiz yok. İşte asıl sıkıntımız olumsuz olan kayıtlar ve inançlar ile başlıyor.

Güzel haber ise bu olumsuz kayıtları değiştirmemiz için yine bize yardımcı olacak olanın hazinenin bilinçaltımızda olması…

Sevgilerimle,

Işıl Gence

Diplomatik Gözlem Dergisi 2015/01

 

(Visited 18 times, 1 visits today)